bill gerçek aşkının rus tom'unda türk olucaını düşünüomuş(inşşşş,o zmn hemen karşısına çıkmalıyım,evet evet o kesn benim!!)
Bravo:ne zamandır yalnızsın?
bill:2,5 yıldır
bravo:bu 14 yaşında son kez bir kız arkadaşın olduğu anlamına mı geliyor yani?
bill:aynen..o kızla 1,5 yıl çıkmıştım..ona gerçekten aşıktım..
bravo:neden ayrıldınız?
bill:fazla bilmiyorum..ayrı olarak sürüklendik..ama ben asla kız arkadaşlarımdan kavgayla ayrılmadım.her zaman görüştük ve arkadaş kaltık..
bravo:kaç kız arkadaşın oldu?
bill:5!ilk kez kız arkadaşım olduğunda 4.sınıftaydım..o bendne büyüktü her zaman uzun ilişkilerim olmuştur..
bravo:aşıkken ne hissediyosun??
bill:eğer başka bi insan için gerçekten güçlü duygular besliyorsanız bu olabilecek en güzel şey =)) o zaman ben tamamen karışıyorum ve hiç bir şeye konsantre olamıyorum
bravo:bugün aşık olmak ister misin peki?
bill:evet..gerçekten bir daha aşık olmak isterim!bu hisler gerçekten süper,,hoş ve eğer aynı hislere tekrar sahip olursam bu müthiş olur..ama gerçekten üzgün değilim.son yıllarda bi çok şansım oldu.ve yalnız olmanın avantajları da.. kendinizi savunmak zorunda kalmadan başka insanlarla rahatça konuşabiliyorsunuz ve kıskançlık olmadan..
bravo:bu 2 yıl içinde hiç öpüştün mü?
bill:hayırr ! sadece arkadaşça öpücükler ,, içtenlikle.. ama aşk için değil..
bravo:ama genellikle showlardan partilerden olaylardan sonra bi şeyler olabilir..
bill:evet,şüphesiz..ama ben çapkın(?) değilim . ben asla küçük flirtler yapmam.. =)) ama tabii olabilir.. ama bu tom için geçerli benim için değil
bravo:hiç yalnız hissetmiyor musun?
bill:evet öyle zamanalr oluyo..genellikle turda oluyoruz bazen akşam yalnız oluyorum.. bu yaşamın bir parçası.böyle anlarda yanımda bi kızın olması hoş olurdu..ben toma gustava georga ve aileme sahibim şüphesiz..bununla birlikte bazen yalnız hissediyorum..
bravo zaman ne yapıyosun?
bill:uyurum ( sırıtıyo ) bu daima yardımcı olur..
bravo:ama bu üzücü mü değil mi?
bill:hmmm...öyle bi zamanda arkadaşlarımı çağırırım..onlar daima benim için gelir..ve benim nasıl hissettiğimi yazmama da yardımcı oluyo ( öyle anlar..) mesela hilf mir fliegen.. bunu ben böyle bi anda yazmıştım..
bravo:gerçekten fanalrın tarafından aşk itirafı yağmuruna tutuluyorsun..bi fanının kız arkadşaın olduğunu hayal edebiliyor musun?
bill:bu gerçekten çok iyi olabilir..benim işimi ve müziğimi seven birine sahip olmak süper olur..ve ne yaptığımı seven..
bravo kadar kızdan birini bulmayı nasıl isteyebilirsin?gerçekten sever misin?
bill:bu zor ama imkansız değil =) fanlarımla tanışmam için bi çok yöntem var..eğer olabilecekse birisine aşık olabilirim..
bravo:sen hiç bi fanınla tanışıp onun şevhetli olduğunu düşündün mü?
bill:evet,,bazı kızlar oldu..ve onların gerçekten sevimli olduğunu düşündüm..ama çoğu zaman bu gerçekleşmiyor..çok kapalıca tanışıyoruz..her zaman daha fazla zamana ihtiyacım oluyor,,kalbimi birine açmadan önce..
bravo:bunu nasıl değiştirmeyi istersin?
bill:ilk önce şunu düşünürümnu mükemmelce tanımayı.. ama nasıl gidebileceğim hakkında bi fikrim yok..gerçekten tamamen karışıyorum ve nereye gideceğimi bilmiyorum
bravo:ünlülerle yatmaya çalışan kızlar?
billnlarla hoş konuşmalarım oldu her zaman ama ben tek gecelik bi oğlan değilim ( yürü bee )
bravo:ne olursa bi gecelik olmasına karar verirsin?
bill:sadece bunun ilk görüşte aşk olup olmadığını düşünürüm..ve ertesi sabah onun aptal ve gıcık olduğunu düşünebilirim..ve tek gece olmasına izin vermeyiz.ama bu gibi şeyleri planlamam..gerçekten tek gecleik ilişkileri sevmiyorum
bravo:fanlarının aşkı bağ için bir bedel mi?
billlabilir.bize hediye verdiklerinde bu çok hoş oluyor.onların varlığı çok güzel bi his =))) onlar hakkında düşünmek bana çoğu zaman iyi geliyor
bravo:müzik mi aşk mı?hangisi daha önemli?
bill:mğzikle hayallerimde yaşıyorum.aşık olduğum zaman,,başka bi gözle görüyorum..ama şimdi tokio hotel 1.sırada
bravo:fanlarına bi kızla çıktığını açıklar mısın?
bill:evet!kesinlikle bunu kendime saklayamam!o kızla çok zaman geçiririm ve herkes onu görür ( biz o kızı görmüyosak belki de kız yoktur ) saklambaç o kız için de hayranlarım için de korku olamaz....
__________________________________________________ _____
Çevirmen : Hazırmısın
Bill: evet
Ç: tom kaç tane şapkan war?
T:uhmmm... 60-70 civarında
Ç: georg en son ne zaman ağladın?
Geo: ağlamak.. çok uzun zmana önceydi.. mutluluk dışında bence comet ödüllerindeydi orda ben.. uhm.. comet alman müzik ödülü ve biz kazandık.. sanırım ozamn mutluluktan ağladım
Ç: bill bi kıza gerçekten derince aşık olursan karyerinden vaz geçermisin?
B: sanırım hiç bi zaman gruptan vazgeçmem hayır
Ç: gustav odanı anlatırmısın?
(hepsi gülüo)
Gus: odammı??? kapıyı açıosun..
Ç: niye hepniz güldünüz?
B: bilmem heheheh
T: çünkü ben gustavın odasının oldukça sıkıcı olduğunu düşünüorm
Gus: kapıyı açıosun, yatak akvaryum ve dolap
Ç: tom yatakta nasılsın?
T: pardon ne???
Ç: yatakta nasılsın?
T: yani uhhmm.. beni o konuda tanıyan birine sormalısınıs ama bence benim hakkımda sadece iyi şeyler söylerler
(herkes wooooowww tarzı şeler dio)
Ç: georg şimdie kadar bulunduğun en iyi konser hangisi?
Geo: hangi konserin en iyisi olduğunu tam olarak söyleyemessin
T: en hareketlisiii tokio hotel köln
Geo: hayır benim gittiğimmi? uhmm.. en son gittiğim placebo konseriydi
Ç: bill sen sahnedeyken başına gelen en kötü şey neydi?
B: nerdeyken??
Ç: sahnede... konser verirken
B: haaa konser sahnesi.. gerçekten kötü olan bişey.. çok kötü olan bişey bana sahnede hiç olmadı.. bi keresinde sahnede kaymıştım ve bu tarz şeyler... heaaa bi keresinde mikrofonu dudağıma çarpmıştım ve dişimi kırdım. bu bi keresinde konserde olmuştu. ama bunlar önemsis şeyler. bazı insanlar war sahnede düşüyolar falan.. bana böle bş hiç olmadı
Ç:gustav senin hakkında en kötü ney söylendi?
Gus: dedikodular. eveet tamam.. tam olarak benim hakkımda değil ama bi keresinde albüm üzerinde çok çalışırken grup beraber pek fazla zman geçiremiyodu ve bu dedikodu benim hakkımdaydı sözde ben grubu dağılmasını istiomuşum.
Ç: tom hangi kızı daha çok beğeniyosun? m-k olsen ? ashley olsen?
B: ashley
T: bence ashley
Ç:neden
T: bence ashley biraz daha iyi görünüyo.. neden bilmioyorum o daha bi tatlı ... auuwwss çok saçma konuştum, onlar zaten ikiz ama ben yinede ashleynin daha ii göründüünü düşünüorum
(Benim yorumum:ashley'den nefret ediyorum
)
Ç: georg durch den monsun yada monsoon?
Geo: hea??
Gus: hea??
Ç: yani hangisi sende daha iyi almancasımı ingiliscesimi?
B: heaaa tamam
Geo: uhmm... sölemesi çok zor alman versiyonu...
T: ikiside boktan
Geo: herşey alman versiyonula başladı ve o bizim kendi dilimizde yani bence alman versiyonu
Ç: bill otel odasımı kendi odanmı?
B: kesinlikle kendi odam
Ç: gustav sence hangi grup ....... ?
G: sölemesi çok zor.. bir sürü canlı konserde bulundum ve bence onları canlı görünce gruplar daha iyi gelio.. grupları canlı izlemek her zman iyidir. çünkü onları yakından görürsün ve herşeyi canlı yaparlar ve bence hiç bi grup canlıda bok değildir
Ç:hepinize bi soru çölden bi adada olduğunuz düşünün alıcağınız tek şey ne olurdu? (zuhahaha bu sorunun tük wersiyonunda 3 şeydi ama)
T: bi şeymi???
B: uhmmmm.....
B: georg için ne alıcaımı biliorum. onun için diş fırçası alırdım
T: kendim için prezervatif alırdım
B: yanına bi şahıs alamazsın
T: insan olmuomu????
Ç: hayır
Gus: kendime bi uçak alırdım
B/T: evet uçak
Ç: gustav gruptan birile rolleri değişseydin kimle dğişirdin?
(toma bakarak tip tip sırıtıo)
T: hayır
Gus: kimsele değişmesdim. kendimi baterinin arkasında çok rahat hissediorum, gitar yada bass çalmak istemesdim özelliklede şarkı sölemek istemesdim.. ama bateri çalmak evet ,,, yani kimsele değişmesdim
Ç: favori tokio hotel şarkınıs ney?
B: ooooooooo....
T: beenn... uhmm... uhm... spring nicht
B: benimkiside..... schrei
Geo: ich brech aus
Gus: wo sind euro hande live
Gönderildiği Zaman:: Haziran 30, 2007, 10:40:05 ÖÖ
--------------------------------------------------------------------------------
Çevirmen: Hollandaca birşeyler söyleyebilirmisin?
Tom: Hayır uhmm...
Bill:Brooaahh... Broahh.. brobbaaahh...
Ç: Bir kelime bilemi bilmiyorsunuz?
B: Hayır hiç bir fikrimiz yok biz hollandaca hiçbir kelimeyi bilmiyoruz
Ç: bill, kim devilish ismini gündeme getirdi?
B: bilmiorum, bunun üstünde pek düşünmedik. bi isme ihtiyacımız wardı gazetedede bişey okumuştuk "şeytani derecede güzel gitar çalıolar"..
T: 8 yaşındaydık
B: bizde cool bi isim die düşündük ve ingilisceye çevirdik sonrada bunun üstünde pek düşünmedik
Ç: neden sonradan grubun adını deiştirdiniz?
B: çünkü biz bize tam olarak uyan bi isme ihtiyacımız wardı sonrada "tokio hotel"i seçtik çünkü biz büyük şehir insanlarıyız ve "tokio" bu konuda kulaa hoş gelio, ve "hotel" çünkü bu aralar hotel bizim ewimiz sayılıyo bis sürekli tur yapıyorus we sonuç olareak buda adımızın tokio hotel olmasının nedeni..
Ç: bill sen şarkı söliyosun ve tom sende gitar çalıosun. gruptaki yerlerinizi değiştirebilirmisin?
T: ben bille değişebilirm çünkü son derece iyi şarkı söliorum ama bill gitar çalmayı bilmio
B: evet doruu
Ç: ozmaan bize bişeyler söyle (şarkı)
T: hayır şuan olmaz.. şarkı söylemek yok şuan
T: ben çok iyi söliorum ama durum şu billin bu grupta bişiler yapması gerekio ve bende ona söledim "sokaklarda gezmek dışında birşeyler yapman gerekiyo!" ve oda şarkı sölemeye başladı
B: ohh.. onun için ne güzeeell
Ç: bill 2003 yılında "kinderstar search" yarışmasındaydın hiç solo kariyer düşündünmü?
B: hayır onu hiç aklıkma koymadım o yarışmaya katılma sebebim tomla iddaaaya girmemdi bi kız hakkında, iddaayı kaybettim. kaybeden o showda yer alcaktı ama her ne olursa olsun o yarışmayı kazanabilecek tek kişi bendim ve yarışmada birilerinin benim farkıma warmasını umuyodum ve böylece grubumla müzik yapabilcektik. ama tamamı boktan ibaretti o yapmak istediiim şey deildi we bisim gruba hiçbi katkıda bulunmadı. hiçbi zmaan solo kariyer istemedim, bu benm için çok açıktıbaşlarken
Başarının getirdiği sıkıntılar sizi zorluyormu?
Bill: Bunu biz yaptık ve rahatladık. Ve ortada bizi kaygılandıracak birşey yok. Yani başından beri sıkıntımız yok. Albümün bitmesi için tespit edilmiş resmi bir tarihe ihtiyacımız yok. Ama albümümüzü hemen bitirmek istiyoruz böylece herkez mutlu olacak.
Albümün adı "Zimmer 483". Bu ismin ne özelliği var sizin için?
Bill: Geçen sene tatil yapmak ve şarkı yazmak için gittiğimiz İspanyadaki otelin oda numarası.
Tom: Sonuç olarak sadece bu. Yan, sadece şarkılar yazıldı.
Georg: Geri döndüğümüzde herkez neden bronzlaşmadığımızı sordu. Müziğe gelince, albüm daha sallayıcı ve sert. Şarkıların tamamı gitarla çalınıyor. Nedense ritim melankolik ve karanlık ayrıca sözleride çok pesimist.
Tom: Şarkılar herkesi yüreklendiriyor. Ritmin karanlık olmasının nedeni Bill'in sesini önceki albüme göre kalınlaşması.
Başarının sonucu olan şeylerden hangisi seni deliye çevirtip kızdırıyor?
Bill: Paparaziler. Onlar gerçekten bizim sinir kat sayılarımızı zorluyor.
Tom: Fırına bile normal bi şekilde gidemiyoruz.
Kendinize ayıracak ne kadarlık boş zamanınız var?
Bill: Çok az. Ama birinin dinlenmeye ihtiyacı olduğunda herşeye ara verebiliyoruz. Problem etmiyoruz. Sonarada 1-2 günlüğünede olsa evimize gidiyoruz. Bazen bu yorucu tempoya daha fazla dayanamıyacağımızı düşünüyoruz.
İnsanın mezun olması içinde dayanıklılık göstermesi gerekiyor. Georg ve Gustav çoktan mezun oldu. Peki sizden ne haber?
Tom: Benim için tamamen tatlı bela. Okul full-time iş gibi ama tabiki müzik ondan daha fazla.
Bill: Bu nedenle pek boş zamanımız kalmıyor.
Okula nasıl gidiyorsunuz, eğer uzun zaman uzaktaysanız?
Bill: Uzaktan kumandalı eğitim gibi. Ödevlerimizi post pffice yada internet yoluyla yolluyoruz. Sadece ödevlermizi tamamlayıp geri yollamamız gerekiyor.
Umarım hala mezun olma ihtimaliniz vardır?
Bill: Evet. Kimse müziğimizin sonsuza dek böyle devam ediceğini söyleyemez. Öyle olduğunda geri dönüp gitmek güzel.
Bill ve Tom siz tamamen birbirinizden farklı ikizler gibi görünüyorsunuz? Tamamen farklımısınız?
Bill: Muhtemelen bizim benzer yanlarımız farklı olanlardan çoktur.
Tom: Düşüncelerimiz ve rüyalarımız büyük çoğunlukla aynı oluyor. Ve tabiki karakterimizde aynı.
------------------------------------
Bill: Kimsenin sahnedeki pozisyonuyla ilgili bir sorunu yoktur. Şarkıcı daima en öndedir. Ama diğerleri ayrım yapılmış gibi yada başka bir şey hissetmezler. Gustav çok sessiz biri. En arkada durmayı sever. Bence o çok memnun. O davulun arkasında oturabilir ve sahnenin önüne gelmek zorunda değildir. Tom gitarıyla iyi poz verir. O bana sahnede cesaret verir. Georgsa tipik bir basçıdır. O biraz içe dönük ve sessizdir. Grupta herkes onun yerinde ve inanıyorum herkes onun bu tarzıyla çok mutlu.
Tom: Bill içimizde en esrarengiz olanıdır. O bir şeyler yapacak halde olmadığı zaman, geride kalmayı sever. Sadece gider.
-------------------------------------------------------------------------------------
Başarınız inanılmaz hızlı bir şekilde geldi. Bir yabancı olarak bile neler olduğunu görmeniz için hiç şansınız yoktu.. Ve bu sizin için fazla oldu. Geceleyin aniden siz her yerdeydiniz, yavas yavas gelişmeden once; Nasıl hissettiriyor?
Bill: Çünkü bunlar gerçekten hızlı oldu biz pek bir şey diyemeyiz bunlar hakkında. Bu tamamen sürprizdi. Bence bizim yaşımızdaki herkes bir gün Viva´da kendi müzik videolarının olmasını hayal ederler.
Erkek sunucu: Kızlar; Onlar aptal olabilirler. Önemsiz..; Bu benim okuduğum. bir şeyler söyleyin..
Tom: Evet, ben kararlarını hislerinden ayırt edebilen biriyim. Ben IQ yada başka bir şey aramıyorum. Niye yapayım? Çok düşünen insanlar az eğlencelidir. (Benim yorumum:Afferin,ama ben karşına çıktığımda böylee konuşmak sıkacak güzelim
)
Georg: Bir atasözü var, değil mi ?
Erkek sunucu: Evet var; Siz onu biliyorsunuz.
(Benim yorumum:artık hangi atasözünden bahsediliyorsa..)
-------------------------------------------------------------------------------------
Bayan sunucu: Size bir soru soracağım ve eğer cevaplarınız aynı olursa göreceğiz.
Bill.Krmızı olan evet,mavi olan hyr demek mi?
S:evet.soruyorum:sadık mısınız?
(B ve T kırmızıyı kaldırır.),
(ben de burdan tom'a tebriklerimi yolluyorum,demek ki brbr old kızlar cidden beyinsizmiş..)